ADEM ŞAHİN İLE DİJİTAL DÖNÜŞÜM ÜZERİNE BİR SOHBET

- Adem Bey öncelikle bizler sizi zaten tanıyoruz ancak tanımayanlar için kısaca kendinizden bahseder misiniz? Âdem Şahin neler yapıyor?
Muğla’nın Fethiye ilçesinde doğdum. İlk ve Orta öğrenimimi ilçede tamamladıktan sonra, lisans eğitimimi 2008 yılında Pamukkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde tamamladım. İlgili bölümde yüksek lisans eğitimimi de tamamlamanın ardından halihazırda aynı bölümde doktora eğitimine devam etmekteyim.
İş hayatına da 2007 yılında kâğıt üretimi sektöründe iş analisti olarak başlamanın ardından 2008 yılında yine İş Analisti olarak bir yazılım firmasında kariyerimi devam ettirdim. 2009 yılının sonuna kadar Avrupa Birliği Tanınırlık merkezinde bir AB projesinde proje koordinatörlüğü yapmanın ardından, 2013 yılında kadar T.C. Ziraat Bankası’nda servis yetkilisi, uzman yardımcılığı ve servis yetkiliği görevlerinde çalıştım.
Gerek teknik mühendislik gerek finans ve gerekse proje yöneticiliği bilgimi harmanlayarak 2013 yılında kurduğum firmada işletmelere, yatırımcılara ve girişimcilere yönelik mühendislik, danışmanlık faaliyetlerine halihazırda devam etmekteyim. İşletmelerin üretim, yönetim ve yatırım odaklı faaliyetlerine yönelik geliştirici ve iyileştirici teknik danışmanlık faaliyetlerinde bulunmaktayım. 2022 yılında itibaren işletmelere dijital dönüşüm danışmanlığı hizmetini de hinterlandımıza ekleyerek gerçek ve tüzel kişiliklerin doğru bir şekilde dijitalleşmesine katkı sağlamaktayız.
- Dijital Dönüşüm nedir? Ne Değildir? Siz bu kavramı nasıl açıklıyorsunuz?
Dijital dönüşüm, toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm bulmanın ve buna bağlı olarak iş akışlarının ve kültürün gelişmesi ve değişmesi sürecini tanımlayan bir kavramdır. Dijital dönüşüm herhangi bir amaca verimli bir şekilde hizmet etmeksizin yapılan donanım ve yazılım yatırımı değildir. Kavramı daha da genişletecek olursak belirlenen ihtiyaçlar için uygun dijital teknolojilerin doğru bir şekilde seçilerek en uygun zamanda en uygun maliyetle sürdürülebilir şekilde uygulanabilmesidir.
3. Türkiye ve dünyada dijital dönüşüm süreci hangi noktada? Dijitalleşme dünyada ne kadar yaygınlaştı?
Dünyada dijital dönüşümün tüketici, otomotiv, lojistik, enerji, tele iletişim, medya, madencilik, kimya gibi diğer sektörlerle beraber toplam net ekonomik faydasının yaklaşık 30 trilyon dolar olacağı tahmin edilmektedir. Dijital dönüşümün en temel teknolojilerinden olan nesnelerin internetinin 2025 yılı itibarıyla yaratacağı ekonomik değerin yılda 4 ile 11 trilyon dolar arasında bir miktara ulaşması beklenmektedir. 10 yıllık dönemde de toplam 100 trilyon dolar olacağı öngörülmektedir. Nesnelerin interneti, ileri robotik, yapay zekâ ve eklemeli üretim teknolojilerinin net verimlilik artışı sağlamaya başladığı belirtilen raporda, teknolojilerin daha geniş bir tabana yayılarak ekonomi ve toplum üzerindeki etkisini maksimize edebilmesi için tüm ekosistemde benimsenmesi gerektiği bunun da ancak devletler, üniversiteler, iş dünyası ve sivil toplum örgütleri arasında kurulacak güçlü iş birliği ile mümkün olabileceği belirtilmektedir.
Türkiye’de ise, 2019-2023 dönemini kapsayan on Birinci Kalkınma Planı [Kalkınma11], ülkemizin her alanda verimliliği artırarak, milli teknoloji hamlesiyle uluslararası düzeyde rekabet gücü kazanmasına yönelik daha fazla değer üreten bir ekonomik ve sosyal kalkınma süreci öngörmektedir. Kalkınma Planı, her alanda rekabetçiliği ve verimlilik artışını sağlamaya odaklanmıştır. Planın beş temel ekseninden biri olan rekabetçi üretim ve verimlilik, her sektöre uygulanacak yatay politika sektörleri açısından ele alınmış, dijital dönüşüm, hızlandırıcı bir politika olarak ele alınmıştır. Bir diğer yatay eksende, kritik teknolojiler olarak, bu projede katkı yapılması planlanan teknolojiler olan yapay zekâ, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, sensör teknolojileri ve robotik sayılmış, bu teknolojilerin geliştirilmesi için üniversite-sanayi iş birliğinin destekleneceği vurgulanmıştır.
Sanayinin dijital dönüşümü, Sanayi Bakanlığı tarafından Eylül 2019’da açıklanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesinin de [Sanayi2023] de ana öncelikleri arasındadır. İmalat sanayisinde Türkiye’nin fiyat avantajı olduğu ancak dijital dönüşümle bu fiyat avantajının ortadan kalkacağına dikkat çekilmekte ve dijital dönüşümün öncelikli bir hedef olduğu vurgulanmaktadır. Yeni teknolojilerin anahtar teslimi bir çözüm sunmak yerine, her işletmenin kendi sorunu ve yapısına uyacak özel bir çözüm gerektirdiğine dikkat çekilerek “İşletmelerin dijital dönüşüm olgunluk seviyelerinin belirlenmesi, sektörel ve işletme büyüklüğüne göre karşılaştırmaların yapılması, yapılan yatırımların etkisinin takip edilmesi için bir dijital dönüşüm olgunluk değerlendirme sistemi oluşturulacaktır.” denmektedir.
4. Sektörel bazda düşündüğümüzde, hangi sektör dijital dönüşüme daha fazla ihtiyaç duyuyor? Dijital dönüşüm hangi sektörleri daha fazla etkileyecek?
Aslında sektörel ayrım yapmak oldukça güç. Her sektör farklı veya birden fazla dijital teknolojilerle faaliyetlerini dönüştürerek verimli hale getirmektedir. Özellikle iş güvenliği, veri güvenliği, verilerin üretim de kullanımı, üretim verimliliği gibi konular birçok işletmenin ele aldığı ortak unsurlardır. Ancak daha çok dijitalleşmeye ihtiyaç duyan sektörler değişen dünyada rekabete daha açık sektörler olduğunu da söylemeden geçemeyiz.
5. Dijital dönüşüm ile iş modelleri ve çalışma biçimleri farklılaşmaya başladı. Dijital dönüşümün üretici ve tüketici davranışlarına etkisi nedir?
Önceki kısımda belirttiğimiz gibi artık işletmeler üretim yapılarını doğrudan müşteri ve tüketici odaklı bir yapıya büründürmektedir. Bu noktada tüketici davranışının ölçümü takibi ve bunların ürüne dönüşümü dijital teknolojiler yardımı ile sağlanmaktadır. Bu tip yöntemlere tüketicinin adaptasyonu da dijital teknolojiler yardımıyla olmaktadır. Bugün baktığınızda bankacılık, e-ticaret, gıda, telekomünikasyon vb. sektörlerde bunu daha yaygın olarak görmekteyiz.
6. Dijitalleşme sürecinin KOBİ statüsündeki firmalara etkisi nedir? Bu süreçte daha rekabetçi olmaları adına neler yapmaları gerekir?
KOBİLER ekonomi sisteminin yaklaşık %90’ına hitap eden teknik ve mali desteğe muhtaç ticari unsurlardır. Kobiler ekonomi ve istihdam hayatını ayakta tutar. Bu noktada Kobilerin ayakta durabilmesi ve rekabet gücünü koruması için dijital teknolojilerden yararlanma düzeyleri artırılmalıdır. Bu noktada bir kobinin öncelikle dijital dönüşüm durum analizini uzman kişilerden hizmet alarak ele alması gereklidir. Kobiler mevcut durum analizlerini tamamladıktan sonra kısa, orta ve uzun vadede dijitalleşme stratejisini belirleyerek uzman ve bilirkişi desteği ile dijital dönüşüm yol haritalarını da oluşturmalıdır. Bu noktada özellikle TÜBİTAK TÜSSİDE tarafından geliştirilen DDX Dijital Dönüşüm Danışmanlık hizmetinden KOSGEB desteği ile faydalanabilirler. Belirlenen stratejilere göre doğru dijitalleşme projeleri ile başarılı bir dönüşüm faaliyeti gerçekleştirilecektir.
7. Verdiğiniz cevaplar için çok teşekkür ederiz Adem Bey, son olarak 2022 yılında dijital dönüşümü nasıl değerlendirirsiniz? 2023 yılı itibariyle ne gibi gelişmeler olacağını bekliyorsunuz?
2022 yılında dijital dönüşüme yönelik kamuoyunda farkındalığın arttığı bir yıl oldu. 2023 yılının başından itibaren kamu teşvik ve fon mekanizmaları dijital dönüşüm odaklı projeleri fonlamaya başlamıştır. Fonlanan projeler 2023 yılı sonuna doğru tamamlanarak etkilerini önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde gösterecektir.